Aktarlığın tarihinin ne zaman başladığını ifade etmek oldukça güçtür. Ancak modern eczacılığın varlığından önceye dayandığı bilinmektedir. Oldukça eski dönemlerden bu yana bir yandan hastalıkların tedavisinde, bir yandan da yemeklerin daha lezzetli olmasını sağlamak amacıyla kullanılan baharat ve aktariye ürünleri, bu sebeplerden insanların hayatında önemli bir iştigal etmiştir.

Baharat Yolu

Aktarların ve baharatın Anadolu topraklarındaki önemi bilinmekle birlikte tüm dünya açısından oldukça mühim olduğunu şimdilerde tarih kitaplarına yeniden göz attığında hatırlayacak oldukça fazla kişi vardır. Eski dönemlerde ticaret yapmanın zorluğu, ancak bu ticareti yapmaya değecek ürünlerin varlığı ile açıklanabiliyordu. Yani taşınması için talebin olması gerekiyordu. Bu gözle bakıldığında karşımıza ilk çıkan ticaret yolu, Çin’den Avrupa’ya doğru olan İpek Yolu’dur. İpek Yolu, ticaret amacıyla kullanılan en eski yollardan biri olarak dikkati çekmekle birlikte, akılda kalan ve tarih kitaplarında oldukça önemli de bir yer tutan Baharat Yolu da önemli ticari faaliyetlerin yürütüldüğü bir güzergâh olarak karşımıza çıkmaktadır. Baharat Yolu, eski çağlarda, Uzakdoğu’yu Batı’ya bağlayan ticaret yollarından biriydi. Orta Çağ Avrupa’sında soyluların sofrasına girmeyi başaran ve oldukça rağbet gören baharat, çok önemli bir ticaret ürünü haline geldi. Pahalı olması sebebiyle çoğunlukla varlıklı kimselerin alabildiği baharatın ticareti, Çinliler tarafından milattan önce başlatılmıştı.

Baharat, doğudan Avrupa’ya iki ayrı yoldan getiriliyordu. Bunlardan ilki Orta Asya üzerinden geçen İpek Yolu’ydu. Ancak İpek Yolu, asıl itibariyle eski çağlarda Çin ipeğinin Roma’ya taşındığı yol olarak ün salmıştı. Bir diğer yol ise, Hindistan ve Seylan’dan (Sri Lanka) Kızıldeniz’deki Akabe Körfezi’ne, Yemen kıyılarına ya da Basra Körfezi’ne gelen deniz yoluydu. Bu kıyılardaki limanlarda gemilerden boşaltılan baharat karayoluyla Fenike ve Filistin kıyılarına, Mısır’da İskenderiye’ye ve Karadeniz’e ulaştırılır ve sonra yine deniz yoluyla Avrupa’ya taşınırdı. Baharat yolu olarak anılan bu güzergâh, Venediklilerin hâkimiyetinde bulunuyordu. Yolun önemli noktalarının Osmanlı İmparatorluğu hâkimiyetine geçmesi ile birlikte yolun jeopolitik önemi de kavranmış oluyordu. Baharat üreten ülkeler ve baharat ticareti üzerindeki Venedik hâkimiyetinin kırılmasını isteyen Batı ülkeleri farklı yollar aramaya başladılar. Sonunda Vasco da Gama 1498’de Ümit Burnu’nu dolaşarak Hindistan yolunu açtı. Kristof Kolomb Batı Hint Adalarına, Macellan ise Güney Amerika’yı dolaşarak Doğu Hint Adalarına ulaştı. Böylece baharat üreten ülkelere yeni yollar açıldı. 

Baharatın Tarihimizdeki Yeri

Bir dönem ticareti ile kendi güzergâhını oluşturan ve insanların tüketmeye düşkün oldukları baharat, pek çok ülke ile birlikte Anadolu toprakları içinde önemli bir anlam taşıyordu. Bir taraftan ticarete aracı olunuyor ve Osmanlı İmparatorluğunun jeolojik önemi artıyor, diğer taraftan ise doğu toplumlarının özellikleri olan şifalı bitki özelliği ile damak tadına katkı sağlamak ve hastalıkları tedavi etmek için önemli bir araç haline geliyordu.

İstanbul’dan önceki başkent olması hasebiyle değeri yüksek olan şehirlerimizden Bursa’da, 14. yüz yıldan itibaren aktarlar ve aktarlık önemli bir yer edinmiştir. Şimdilerde de görülüp gezilen ve manevi havası ile insanların her daim görmeyi arzuladıkları, içindeki su sesi ile oldukça hoş bir havası bulunan Ulu Cami’nin hemen etrafında Uzun Çarşı, Attarlar Çarşısı, Sandıkçılar Çarşısı, Tuzpazarı Çarşısı olarak bilinen çarşılar hazırlanmıştır. Bursa’da başlayan merkezde pazar kurma geleneği İstanbul’da da devam etmiş, Uzun Çarşı yanında özellikle baharat kokularının hiçbir zaman eksik olmadığı Mısır Çarşısı önemli ticaret yerlerinden biri olmuştur. Hemen hemen her Osmanlı şehrinde yer alan aktarlar çarşısı ya da pazarı ise bu konuya verilen önemin bir diğer göstergesi olarak, gezip gördüğümüz her şehrimizde bizleri karşılamaktadır.

Modern eczacılık sonrası tedavi ile olan ilişkisini artık mahdut bir alanda devam ettiren ve daha çok takviye özelliği ile öne çıkan baharatın, son dönemlerde bu alandaki yeri yeniden sorgulanır hale gelmiştir. Doğrudan bir tedavi aracı olarak görülmese de, belli hastalıkların rahatsızlıklarını azaltmak ya da takviye olarak kullanılmak üzere kullanılmaya yeniden başlayan aktariye ürünleri, son dönemde yeniden göz önüne gelmektedir.

Baharatın yemeklere verdiği lezzet ise hiçbir zaman önemini yitirmemiş, daha güzel lezzetlerin deneyimlenmesi için özellikle terbiye aşamasında kullanılmakta, yiyeceklerin üstüne dökülerek de tüketilmeye devam edilmektedir.

Son dönemlerde bu alana artan ilgi olumlu ve olumsuz olarak kullanılabilmektedir. Bir taraftan bu alandaki bilgi ve tecrübesini yeni aktarlar yetiştirmek için kullanan firmamız Lokman Aktar benzeri işletmeler yanında, işi umut ticaretine dökenler de bulunmaktadır. Bu açıdan alanımızda çeşitli düzenlemeler yapılmış ve yapılmaya devam edilmektedir. Gerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı gerekse Sağlık Bakanlığı, gerçekleştirdikleri düzenlemeler ile binlerce yıllık bir geçmişi olan bu mesleği disipline etmek amacını gütmekte, daha çok eğitici ve aydınlatıcı bir rol oynayarak sektörün disiplinize olarak büyümesinin önünü açmaya çalışmaktadır. Bu da doğru uygulama ve işletmelerin teşviki, yanlışlıkların ise cezalandırılması yolu ile gerçekleşmektedir.

Lokman Aktar, Anadolu topraklarının varlığı ile vücut bulmuş bu sektörün, Cumhuriyet tarihindeki en eski temsilcilerinden birisidir. Aktarlığın, esnaflık yanından ahilik benzeri bir ahlaki yanının da olduğu inancındaki firmamız, sektörümüzün doğru şekilde yönlendirilmesi hususunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmekten kaçınmamıştır. Aktarlığın sadece bir ürün satışı olmadığını bilen Lokman Aktar, bu tarihî arka planın bilincinde hareket etmeye devam edecektir.

Vizyonumuz

  1. Kalite

    Uluslararası kalite standartlarında, hijyen konusunda duyarlı ve sürekli kendini yenileyen bir anlayışla varlığına devam etmektedir.

  2. Uzman Kadro

    Uzman kadrosu, uzun yıllara dayanan tecrübesi, modern üretim süreci ve insan merkezli ar-ge çalışmaları ile izlenebilir üretim standartlarını geliştirmeyi hedef edinen Lokman Aktar; gelişen piyasa şartlarına uyum sağlayarak sadece üretici kimliği ile yetinmemiş, bin 500’den fazla ürünle toptan, tedarikçi firmalar arasında öncü bir konuma yükselmiştir.

  3. Hijyen

    Hijyenik bir ortamda ve uluslararası kalite standartlarında ortaya çıkarılan ürünleri ile sektöründe öncü bir rol oynayan Lokman Aktar, sürekli kendini yenileyen bir anlayışla varlığını devam ettirmektedir.

  4. Ar-Ge

    Lokman Aktar, 1925 yılından bu yana bitkisel ürünler alanında hizmet veren köklü bir markadır. 1997 yılından itibaren ise bitkisel ürünler ve aktariye konularında üretim ve ar-ge çalışmaları ile sektöre hizmet sunmaya devam etmektedir.

  5. Sağlık

    “Sağlıklı Yaşam Kaynağınız” sloganı ile aktar sektörünü dünyaya yaymayı amaçlayan Lokman Aktar; bitkilerin hayatımızdaki koruyucu ve onarıcı yönlerini yeniden hatırlatmak ve kullanımını yaygınlaştırmak, sağlıklı ve doğal beslenen nesillerin önünü açmak, daha fazla bilgi ve ar-ge ile uzun yıllar hizmet vermek, İbn-i Sina geleneğini yaşatmak ve tanıtmak misyonlarını kendisi için vazgeçilmez görmektedir.

Misyonumuz

Lokman Aktar, 1925 yılından bu yana bitkisel ürünler alanında hizmet veren köklü bir markadır. 1997 yılından itibaren ise bitkisel ürünler ve aktariye konularında üretim ve ar-ge çalışmaları ile sektöre hizmet sunmaya devam etmektedir.

Hijyenik bir ortamda ve uluslararası kalite standartlarında ortaya çıkarılan ürünleri ile sektöründe öncü bir rol oynayan Lokman Aktar, sürekli kendini yenileyen bir anlayışla varlığını devam ettirmektedir.

Uzman kadrosu, uzun yıllara dayanan tecrübesi, modern üretim süreci ve insan merkezli ar-ge çalışmaları ile izlenebilir üretim standartlarını geliştirmeyi hedef edinen Lokman Aktar; gelişen piyasa şartlarına uyum sağlayarak sadece üretici kimliği ile yetinmemiş, bin 500’den fazla ürünle toptan, tedarikçi firmalar arasında öncü bir konuma yükselmiştir.
Lokman Aktar, ürün çeşitliliğinin yanı sıra, sayıları sürekli artan 22 alt toptancı, 600 perakende satış bayii ve 180 franchise noktası ile yurt genelinde verdiği hizmetini çeşitlendirerek artırmaktadır.

“Sağlıklı Yaşam Kaynağınız” sloganı ile aktar sektörünü dünyaya yaymayı amaçlayan Lokman Aktar; bitkilerin hayatımızdaki koruyucu ve onarıcı yönlerini yeniden hatırlatmak ve kullanımını yaygınlaştırmak, sağlıklı ve doğal beslenen nesillerin önünü açmak, daha fazla bilgi ve ar-ge ile uzun yıllar hizmet vermek, İbn-i Sina geleneğini yaşatmak ve tanıtmak misyonlarını kendisi için vazgeçilmez görmektedir.

Bu misyonları gelecek nesillere taşımak için sizleri de Lokman Aktar bayisi olarak aramızda görmek istiyoruz.

18Toptancı
613Perakende
183Franchise
1500Ürün
Onlar Ne Söylüyor?

REFERANSLAR